Ölmeden önce yapmak istediğimiz şeylerin listesi, hayatın anlamını arayan birçok insanın ilgisini çeken bir konu. The Bucket List filmi, bu konuyu işleyen ve izleyicileri hem güldüren hem de ağlatan bir yapım. Filmde, ölümü bekleyen iki kanser hastası, hayatlarının son günlerini dolu dolu yaşamak için bir bucket list hazırlıyorlar ve birlikte maceradan maceraya koşuyorlar.
Film, ölümü düşündürmek ve hayatın geçiciliğinin farkına vardırmak gibi bir amaca sahip olabilir. Ancak, filmdeki karakterlerin yaptıkları şeyler, gerçekten yaşamak istedikleri hayatı yansıtıyor mu? Yoksa, sadece egolarını tatmin etmek için, toplumun beklentilerine uygun bir şekilde davranıyorlar mı?
Ölüm ilanınızı yazmak, kendi hayatınızı değerlendirmek için bir fırsat olabilir. İnsanların sizin hakkınızda ne düşündüğü önemli olmadığı için, ilanınızı kısa ve öz tutabilirsiniz. Örneğin, “Ölmeden önce öldü ve ruhunu doğurdu.” gibi bir cümle, hayatınızın nasıl bir dönüşüm geçirdiğini ifade edebilir.
Gerçekten yaşamak istediğimiz hayatı yaşamak, ölüm korkusunu aşmakla mümkündür. Çünkü ölüm korkusu, bütün korkuların temelidir. Ölüm korkusu, egomuzun ve vücudumuzun bize dayattığı bir illüzyondur. Egomuzu ve vücudumuzu kendimiz sanırız. Düşüneni ve hissedeni kendimiz sanırız. Oysa, düşünen de hisseden de gerçek ben değilim.
Ego ve vücut olmadığımızı derin bir şekilde kavradığımızda, ölüm korkusu ortadan kalkar. Çünkü, ölüm sadece ego ve vücudun sonudur. Ruhun sonu değildir. Ruh, ölümsüz ve değişmezdir. Ruh, gerçek bendir.
Ölmeden önce yaşamak istediğimiz hayat, ruhumuzun sesini dinlediğimiz hayattır. Ruhumuzun sesi, bize neyin gerçekten önemli olduğunu, neyin bizi mutlu ettiğini, neyin bizi geliştirdiğini söyler. Ruhumuzun sesi, bize hayatın anlamını verir.
Ölmeden önce yaşamak istediğimiz hayatı yaşamak, aslında ölmeden önce ölmek demektir. Egomuzu ve vücudumuzu terk edip, ruhumuzu doğurmak demektir. Ruhumuzu doğurduğumuzda, hayatımızın gerçek bir bucket listi olmaz. Çünkü, hayatımızın her anı, bir bucket list maddesi kadar değerli ve özel olur.
Comments