İki kişi bir odada buluştuğunda ne olur? Amerikalı filozof William James'e göre, aslında altı kişi vardır. James şöyle demiştir: "Ne zaman iki kişi bir araya gelse, aslında altı kişi vardır. Her insan kendini gördüğü gibi, her insan diğerinin onu gördüğü gibi ve her insan gerçekte olduğu gibi."
Bu alıntı, kimliğimizin sabit veya istikrarlı bir varlık olmadığını, aksine kendimizi nasıl algıladığımıza, başkalarının bizi nasıl algıladığına ve gerçekte nasıl olduğumuza bağlı olan dinamik ve ilişkisel bir yapı olduğunu göstermektedir. Peki ama biz gerçekten kimiz? Ve gerçek benliğimizi nasıl keşfedebiliriz?
Bu alıntıyı WhatsApp'ta eski ve kıymetli öğrencim Emel paylaştı benimle. Ben de ona aşağıdaki mesajla yanıt verdim:
Eğer iki kişi varsa, aslında odada büyük bir kalabalık vardır. Kendisi olamamış bir insan, anne ve baba gibi en yakınlarından bile psikolojik bağını koparamamış bir insan tek başına bile kalabalıktır, iki kişi çok büyük bir kalabalıktır. Özgün yüzünü keşfetmemiş, kendi içinde merkezlenmemiş bir insanın içinde annesi, babası, öğretmenleri konuşur. Böyle bir kişiye ait tek bir orijinal kelime veya fikir yoktur. Derin hipnozun ya da koşullanmanın etkisi altında davranır ve konuşur.
Bu mesajla kastettiğim şey, birçoğumuzun gerçek benliğimize yabancılaşmış bir halde yaşadığımız ve sürekli olarak başkalarının beklentileri, görüşleri ve yargılarından etkilendiğimizdir. Gerçek merkezimiz olmayan sahte bir merkez, bir ego yarattık. Gerçek merkezimiz her şeyin merkezidir, yaşamın ve ölümün merkezidir, varoluşun merkezidir. Hintli mistik Osho'nun dediği gibi: "Bu sahte bir merkezdir - faydacı, uydurma, sadece sizin tarafınızdan üretilmiştir. Gerçek merkezinizle hiçbir ilgisi yoktur. Sizin gerçek merkeziniz her şeyin merkezidir. Sizin gerçek benliğiniz her şeyin benliğidir. Merkezde tüm varoluş birdir - tıpkı ışığın kaynağı olan güneşte tüm ışınların bir olması gibi."
Gerçek merkezimizi, gerçek benliğimizi nasıl bulabiliriz? Osho, enerjiyi göbeğin iki santim altındaki nokta olan Hara üzerinde yoğunlaştırmayı içeren Hara Merkezleme adlı basit bir teknik önermiştir. Osho şöyle anlatır: "Enerjinizi Hara'ya, göbeğin iki santim altındaki noktaya yoğunlaştırın. Burası kişinin hayata girdiği merkezdir ve burası kişinin öldüğü ve hayattan çıktığı merkezdir. Yani beden ile ruh arasındaki temas merkezidir. Eğer bir tür sağa sola dalgalanma hissediyorsanız ve merkezinizin nerede olduğunu bilmiyorsanız, bu sadece Hara'nızla artık temas halinde olmadığınızı gösterir, dolayısıyla bu teması yaratmanız gerekir.
Hara Merkezleme pratiği yaparak içsel gerçekliğimizin daha fazla farkına varabilir ve daha cesur, özgün ve yaratıcı bir şekilde yaşayabiliriz. Ayrıca başkalarına karşı daha şefkatli ve uyumlu olabiliriz, çünkü ayrı olmadığımızı, bütüne bağlı olduğumuzu fark ederiz. Odadaki altı kişinin ötesine geçerek kendimizde merkezlenebilir ve içimizdeki Hakikat ile, şah damarımızdan daha yakın olan Sonzuz Varlık ile bağımızı tekrar kurarak kayıp cennetimizi tekrar bulabiliriz.